Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32
Bodrum Macerası Bölüm1
5 Temmuz 2016
Kapıyı açtığımda üzerinde pareosu ve altında görünen bikinisiyle bir tanrıça gibi karşımda duruyordu. Göz göze geldiğimiz anda bile elim ayağım kesilmiş, kekelemeye başlamıştım. Bu-buyurun diyebilmiştim sadece. “Havuza gidecektik, Seda evde mi acaba?” diye sordu, gözlerini hiç kaçırmadan. Eşime seslendim “Funda Hanım geldi!!”
29 Mayıs 2016
Üç dört ay önce xhamster da tanışmıştık Funda ile. Ben İstanbul’da, o ise Almanya’da yaşadığı yetmezmiş gibi ikimizde evliydik. İmkânsızlıklar üzerine kurulmuş gibi görünüyordu her şey. Sırf bu yüzden, bana gönderdiği seksi resim ve videolarının hıncını bazen eşimden bazen ise elime aldığım sikimden çıkarıyordum. Funda, seksi bir esmer güzeliydi, öpmeye doyamayacağım ateşli dudaklara sahipti. Kalçaları aklımı başımdan alıyordu, ancak rüyalarımda domaltıp sikebildiğim o harika ve dolgun kalçaları içimden bir şeyleri koparıyordu resmen. Onu, yakından görebilme fikri bile beni heyecanlandırmaya yetiyordu. Bir gün bir araya gelirsek yapacaklarımızdan konuşuyorduk ama o bu konuya daha realist yaklaşıyor bunun mümkün olmayacağını söylüyordu. Muhabbetini seviyordum, espri anlayışının yanında, aynı zamanda süpürgesi olmayan bir cadılığı da yok değildi. Hayalimi gerçeğe dönüştürecek kıvılcımını ateşleyen ise bana verdiği, Temmuz da Bodrum’a geliyoruz haberiydi. Öğrendiğim bu haberden sonra bütün dengem alt üst olmuş ve o tarihte Bodrumda olabilmek için önceden ayarladığım tatil planlarını değiştirmem gerekecekti. Güzel bir sitede triplex bir villa kiralamışlardı. Bir gün yine yazışırken kalacağı sitenin adını bana yazmış ama olabilecekleri hiç hesaplamamıştı. Ne pahasına olursa olsun, o tarihlerde orada olmayı planlıyordum. Geçen yıl yine Bodrum’da tatil yapmış olmamız eşimi ikna etmekte sorun olabilirdi. Neyse ki onun da çözümünü bulmuştum. O sitede bir arkadaşımın yazlığı olduğunu ve bu yıl gidemeyeceğini söyleyecek, Almanya’da ki ablası ve eşini de çağırıp, terasında mangal, rakı eşliğinde keyif yapabileceğimizi söyleyecektim. Bu zaten hayalini kurduğumuz bir tatil modeliydi ve ablasına düşkünlüğü yüzünden Sedayı ikna etmem kolay olmuştu. Sonrasında internet üzerinden yazlığı ayarlamış, tarihi denk getirmiştim ama en büyük sorun Fundanın henüz bundan haberi olmamasıydı. Bitmek bilmeyen uzun bir Haziran ayından sonra tatil zamanı gelip çatmıştı. Bodrum’a gittikten bir gün sonra da Almanya’da ki misafirlerimiz gelecek, 4 gün kaldıktan sonra daha önceden planladıkları ve benim yüzümden erteledikleri Antalya ya geçeceklerdi. Tatile çıkmadan bir gece önce Funda ile yazıştığımda ise tatil heyecanından bahsedip durmuştu ama ben ona, bizimde orada olacağımızı söylememiştim.
Ertesi gün motoru çalıştırıp yola koyulduğumuzda, Bodrum tabelasını hiç göremeyeceğimi düşünmüştüm. Nihayet sitenin kapısına gelip eve valizleri taşıdığımızda ilk iş olarak terasa çıkıp bir umut havuzu yoklamaya başlamıştım bile. Henüz Funda görünürde yoktu. Ben zamanımı boşa harcamayacak evde yol yorgunluğunu atmaktansa havuz başında dinlenmeyi tercih edecektim. Seda ise tam tersi klimanın serinliğinde dinlenmek için evde kalmıştı. Hesaplarıma göre bizden önce gelmiş olmaları gerekiyordu. Belki de Bodrumun eşsiz koylarından birine gitmişlerdi ama ben her ihtimale karşı yorgunluktan uzandığım şezlongda uyumamak için direniyordum. O gün Fundayı görme şansım, eşimden gelen telefonla bozulmuştu. Karnı acıktığı için dışarıya çıkıp yemek yemiş, ertesi gün gelecek misafirler için alışveriş yaptıktan sonra yorgun bir şekilde eve dönmüştük. Ben ise terasta bira açıp gelen geçeni gözlemeye başlamıştım. Sigara üstüne sigara içtim ama saat iyice geç olmuştu, biraz da yıldızları izleyip, yatağa geçip uzandım. Tam uyumak üzereyken bitişikten gelen karyola ve sevişme sesiyle yerimden fırladım. Hatta, kadının attığı çığlıklara, Sedanın bile uyanıp “Yuh, karıya bak ne azgın ha” deyince İkimizde gülerek birbirimize baktık, daha sonra gelen seslerden azmış ama yorgun bir şekilde yatıp uyuduk. Ben ara ara heyecandan uyanıyordum. Sonunda sigara içme bahanesiyle kalktım ve telefondan xhamster da on line olup olmadığını kontrol ettim ama nafile. Muhtemelen siteye girme fırsatı henüz olmamıştı.O gün erkenden uyanıp havaalanına gidecek, Sedanın ablası Defne ve bacanağım Barış abiyi karşılayacaktım. Uyumak için tekrar yatağa dönüp 3 saat deliksiz bir uykudan sonra sabahın ilk ışıklarıyla teras’a çıktım. Yeni doğmakta olan güneşin, Egenin eşsiz denizine düşen yansımalarını izlerken, bitişikteki villanın terasından bir çift gözün bana doğru baktığını hissettim. Üzerinde transparan geceliği, şaşkın ve tedirgin gözlerle korkuluklardan başını uzatmış bana bakıyordu. Gecelikle yakalanmış olmanın verdiği bir telaş değildi bakışlarında ki tedirginlik. Bizi uykumuzdan uyandıran çığlıkların sahibi kadını görünce, kısa süreli bir şoka girmiştim. O çığlıklar Funda’ya ya aitti. O beni görmeyi ummuyordu elbette ama ben de koca sitede onu yan terasta görmeyi hiç ummamıştım. Villalar ikiz ve bitişikti, bu sitede belki de 100 adet villa vardı ve ben %1 olan şansımı tam 12 den vurmuştum. Funda ise donuk bir ifade ile 5-10 saniye yüzüme baktıktan sonra hiç tepki vermeden içeriye yöneldi. Sanırım kırmızı çizgilerini ihlal etmiştim. Benim için ok yaydan çıkmıştı ve onunla birlikte olmak için her yolu deneyecektim. Eşlerimiz bu kadar yakınımızdayken nasıl olacaktı, bu konuda ise hiçbir fikrim yoktu. Su akar yolunu bulur deyip üzerime bir şeyler giydikten sonra arabaya indim ve tekrar telefonu açıp xhamster’a girdim. O ise çoktan “Sen manyak mısın ne yapmaya çalışıyorsun?” Diye yazmıştı. Hızlı bir şekilde “merak etme istemediğin bir şeyi asla yapmam ama dün gece o seslerin senden geldiğini anlayamamam seni yeterince tanımadığımın da bir göstergesi olsa gerek ki böyle bir hata yapmışım. Hem benimde eşim yanımda, hatta şu an arabadayım, havaalanına gidip 2 misafir daha alacağım, bu gün havuzda mı olacaksınız?” Diye sorduğumda ise “evet” cevabını aldım. Bu cevap bana çok da kızmadığını gösteriyordu. İnşallah Seda denize gitmek istemez diye de geçirdim içimden. Misafirleri alıp geldikten sonra onların yorgunluğunu bahane edip havuza inmeyi teklif ettim ve kabul ettiler. Güzel bir kahvaltıdan sonra havuza indiğimizde Funda ve eşi şezlongda yüz üstü uzanmış güneşleniyorlardı. Üzerindeki kırmızı bikini vücut hatlarını öyle bir ortaya çıkarmıştı ki çıplak olsa bu kadar tahrik olmazdım. Eşinin kıskanç olduğunu bildiğim için güneş gözlüklerimi takmıştım, onu seyrettiğimi Seda da fark etmemeliydi. Öyle çarpıcı bir fiziğe ve kalçalara sahipti ki dikkat çekmemesi mümkün değildi. Biraz Barış abi ile muhabbet ettikten sonra kendimi havuzun serin sularına bıraktım. Sonra, Seda, Barış abi ve Defne de havuza girdi, tabiki 10 dakika sonra Funda ve eşi de. Daha sonra Funda ve eşinin aralarında Almanca konuşmaları Barış abinin dikkatini çekmiş olmalı ki hemen yanlarına yaklaştı ve selam verdi. Benim duyamadığım mesafedeydiler ve yüzme bahanesiyle biraz daha yaklaşınca boşuna çaba sarf ettiğimi anladım. Çünkü Türkçe konuşmuyorlardı. Daha sonra Defne yanlarına gitti sonra da bizi çağırdılar ve tanıştırdılar. İlginç olduğu kadar aşırı heyecanlanmıştım. 5 aydır muhabbet ettiğim kadın ile Barış abi sayesinde resmi olarak tanışmıştım. Bu tanışma faslı iyi mi olmuştu, kötü mü zamanla anlayacaktım. Sorulması gerekeni hemen sordum. “ siz Almanya’dan tanışıyor musunuz yoksa?” Fundanın kocası Necatiden aldığım “Hayır“ cevabı beni rahatlatmıştı. Kendisi ile çok da yüz göz olmak istemiyordum, çünkü aklımdan karısı ile sevişmek geçerken samimi olmamız pek işime gelmemişti. En iyisi biraz muhabbet ettikten sonra oradan ayrılmak olacaktı ki öylede yaptım. 10 dakika sonra Seda yanıma geldi ve “sana bir haberim var şok olacaksın, o tanıştığımız çift var ya bizim yan komşuymuş.” Ben ise bildiğim bu detay için çok şaşırmış gibi yaparak “hadi canım bak sen şu tesadüfe” diye tepki verdim. “He bitmedi sana sormadan bir şey yaptık” diye de ekledi. Akşam mangal için Fundaları bize davet etmişlerdi. Bu coğrafyanın ikliminden midir nedir bilmem ama hangi ara bu kadar samimi oldular anlayamadım. Biraz sahte tripler atıp “yapacak bir şey yok” diye de eklemeyi ihmal etmedim. Hemen yine kafamda planlar yapmaya başladım ama 6 kişinin içinde 2 kişinin ortadan kaybolması hiç kolay bir durum değildi. Akşam denizden batmakta olan güneşe karşı mangalı yakıp etleri atmaya başlayınca Funda ve eşi de çoktan aramıza katılmıştı. Rakılar açılmış muhabbetin dibine vurulmuştu ama ben adeta sessizliğe bürünmüştüm. Hep kafamda birlikte olma planları yaptığım kadının karşımda oturması beni daha çok çıldırtıyordu. Arada hafiften ısırdığı alt dudağını izledikçe şortumun içinde sürekli hareketlenmeler oluyordu. Bazen göz göze geliyor hemen gözlerimizi kaçırıyorduk ki, Barış abi “Rakımız bitti” diye bağırdı. Bacanağım sağ olsun arada bir beni Fundanın eşine övüyor,” bu bacanak var ya böyle sakin durduğuna bakma çok fırlamadır” diye eklemeyi de ihmal etmiyordu. Gülsem mi ağlasam mı? Adam niyetimi öğrense beni terastan aşağıya kesin atardı.
İlgi odağı olmamak ve rakıyı almak için mutfağa geçtiğimde sıkıştığımı anlayıp tuvalete uğramak için bir alt kata indim. Sikim iyice sertleşmişti ve taşaklarım resmen ağrımaya başlamıştı, elime alıp boşalıp rahatlasam mı acaba diye düşünmeden edemiyordum. Tam o anda merdivenden gelen ayak sesleri ile toparlandım, belli ki biri tuvalete geliyordu. Hızlıca ellerimi yıkayıp kapıyı açtığımda Funda karşımda duruyordu.Tuvalete girecekti ve ben yolunu kapatıyordum. Geçmek ister gibi yaptı ama kapının önünde hareketsiz durup geçmesini engelledim. Hafif kaşlarını çatıp gözlerime bakmaya başladı. Öyle seksi bakıyordu ki beni ayakta boşaltabilirdi. Ahşap merdivenden inen biri olursa ayak seslerini duyabilirdim. Bu benim için küçük görünen ama belki de bir daha bulamayacağım kadar büyük bir fırsattı, 5-6 saniye bakıştıktan sonra, Funda’nın son olarak alt dudağını ısırmasıyla……………..
to be continued